İstanbul Galatasaray Lisesinin ardından Yüksek Öğrenimini 1989-1994 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesinde tamamladı. 1994 yılında Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalın'da doktora öğrenimine başladı. Aynı yıl araştırma görevlisi kadrosuna atandı. Kasım 1998 yılında "İMPLANT ÜSTÜ SABİT PROTETİK RESTORASYONLARDA KULLANILAN FARKLI KAPLAMA MATERYALLERİNİN, STRES DAĞILIMINA ETKİSİ" konulu doktora tez çalışmasını tamamlayarak Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı'nda Bilim Doktoru ünvanını aldı. Bu tarihten sonra Öğretim Görevlisi olarak çalışmalarına devam etti ve Mart 2006 yılında da Doçent ünvanını aldı.
Ocak 2007 yılından itibaren Dentalium Ağız ve Diş Sağlığı Kliniğinin kurucu hekimlerinden biri olarak mesleğine devam etmektedir.
Özet:
Günümüzde implant uygulamaları artık konvansiyonel tedavi seçenekleri içerisinde değerlendirilmektedir. İmplant uygulamalarının uzun dönem başarıları gösterilmiş olsa da diğer konvansiyonel tedavi seçeneklerinde olduğu gibi başarı için sınırların doğru belirlenmesi ve planlanması zorunludur. Osseointegrasyon dinamik bir süreçtir ve osseointegrasyonun devamlılığında, iki aşama (cerrahi/protez) olarak değerlendirilen implant uygulamalarında protetik aşama bu süreçte büyük önem kazanmaktadır. İmplant üstü protez uygulamalarında sınırlarımız ne olmalıdır? Bu sınırların aşılması sonucu karşılaştığımız hatalar nelerdir? ve planlamadaki önemli noktalar ne olmalıdır? Protetik aşamada karşılaşılan sorunlar nelerdir? Bu sorulara cevap aranırken unutulmamalıdır ki dişhekimliğinde de başarı ufak detaylarda gizlidir. Doğru teknikle alınacak bir ölçü, gerçeğine en yakın şekilde elde edilmiş bir model, doğru oluşturulmuş bir oklüzyon gibi her aşama protetik sonucu direkt olarak etkileyecektir.